Bilecik Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü tarafından 2023 yılında başlatılan “Lavanta Kokulu Yollar Projesi”,  İstanbul’da anlatıldı.
Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Marmara Kentsel Forumunda gerçekleştirilen programda Sürülebilir Kalkınma Yolunda Kentsel Yeşil Alanlarda (Lavandula Officinalis) Kullanımı: isimli çalışma sunum eşliğinde anlatıldı.
Bilecik Belediyesi Görevlileri Sevgi Akkoy, Ayşin Yardımcı ve Oğuz Cabar’ın katıldığı forumda, Bilecik Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü tarafından şehir merkezindeki orta refüjlerde yer alan lavanta plantasyonu ele alındı.
Bilecik Belediyesi tarafından hazırlanan projenin amacı olarak kent estetiğini zenginleştirmek, monoton peyzaj dokusunu kırmak, çevresel farkındalık oluşturmak ve aynı zamanda döngüsel ekonomi yaklaşımıyla katma değer yaratmak gibi fikirler yer aldı.
HASAT EDİLEN LAVANTALARDAN BİRÇOK ÜRÜN ELDE EDİLDİ
Konuklara sunum eşliğinde bilgilerin verildiği forumda orta refüjlerde üretilen lavanta ile çiçeklenme döneminde sunduğu renk ve koku çeşitliliği yanı sıra şehirde estetik bir değer yaratırken; sabun, parfüm, kolonya, yağ ve hidrosol gibi ürünlere dönüştürülebilmesinin ekonomik katkı sağladığına dikkat çekildi.
Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı’nın yakın ilgisi ve takibiyle yürütülen çalışmada elde edilen ürünlerle Bilecik’in tanıtımına katkı sağlandı.
PROJE İLE KADIN GİRİŞİMCİLİĞİ DESTEKLENDİ
Projenin en önemli bileşenlerinden birinin de kadın girişimciliğini desteklemek olduğu projeyle orta refüjlere dikilen 3 ton lavanta bitkisinden 22 litre lavanta yağı ve 180 litre hidrosol elde edildiği bilgisi verildi.
S.S. Bilecik Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi’ne teslim edilen ürünler ile 1000 adet kolonya, 300 adet yağ, 350 sabun, 60 oda kokusu ve 60 hidrosol üretildiği bilgisi verildi.
ŞEHİR MERKEZİNE ESTETİK GÖRÜNTÜ KAZANDIRMANIN YANI SIRA SOSYAL VE EKONOMİK GETİRİLERİ VAR
Gerçekleştirilen forumda konuşmacılar ayrıca Bilecik’te hayata geçirilen lavanta plantasyonu uygulamasıyla yalnızca estetik bir peyzaj çalışması olmadığı aynı zamanda çevresel, ekonomik ve sosyal açıdan çok boyutlu bir sürdürülebilirlik modeli olarak öne çıktığı fikri ortaya konuldu.
Doğa temelli çözümlerin kent yaşamına entegre edilmesi konusunda dikkat çekici bir örnek sunan bu projeyle hem yerel düzeyde çevresel farkındalık ve toplumsal katılım yaratmakta hem de diğer belediyeler için çoğaltılabilir bir iyi uygulama niteliği taşıdığı gibi temalar ele alındı.